Her bitirdiğim kitabın ardından üzerinde düşünürüm, ben de iz bıraktı mı... neler kaldı bende diye...
İnsan hayatının hiçbir anının ne olacağını bilmediğini, yürekten sevmenin ne olduğunu, kendi hayallerinin yanısıra başkalarının hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı olmanın güzelliğini.... daha birçok manevi duygunun yanısıra insanın yaşamı hakkında vereceği kararların yalnız ve yalnız kendisine ait olması gerektiği vurgulanmış...
İşte buna tüm kalbimle katılıyorum... Çünkü benim yaşadıklarım karşısında hissettiklerimi benden iyi kimse bilemez...
Ve yeni başladığım kitap...
Bir şizofrenin hayatı...
Gerçek bir roman, şizofreni hastası olan ve bu hastalıkla yaşamını devam ettirmek zorundaki Lori'nin hayatı...
İlginç olduğu kanısındayım, biraz olsun bu hastalıkla yaşamaya mahkum olanları anlamamıza yardımcı olur, değil mi :)
Bu arada... Mutfaktan çıktım sayılırdı, ama sabah erken saatte annem "kalk kalk, mutfağı su basmış" demez mi :(
Soğuk su musluğunun bağlantı yerinden lehimi atmış :(
Vanasını kapayıp yattım, naapim saat daha 5 yani...
Sonradan aşağıya inip yeni bir hortum, hatta yedeği de olsun diye iki hortum aldım, gelirken Sevil'e uğrayıp kahvemi içtim, geldim boruyu yaptım, etrafı temizleyip öğlen yemeğini hazırladım...
Sonra... sonra ütüleri bitirdim... :))
Şimdi de anne sultanın istediği irmik pastasını yapmaya gene mutfağa gidiyorum :))
No comments:
Post a Comment